Ruhu Doyurmak: Moda ve Yaratıcılıkla Kendimize Yeni Yollar Açmak

Başlığı okuyunca insanın aklına ilk gelen soru şu: “Mümkün mü, ruh doyar mı?” Kimyamız ruhu tatmin etmek üzerine kurulmuşken, sanki akıntıya kürek çekmek gibi geliyor doymak kavramı. Güne başlarken beliren düşüncelerden uzun vadeli planlara kadar her şey bizi tatmin edecek seçenekleri gözden geçirirken, onlara en iyi şekilde ulaşabilir olma isteği bile ruhu doyurma üzerine. Aslında sorunun cevabı insanlık tarihinin tamamı. Aklınıza ilk gelen bir aşk hikayesi mi, yoksa bir savaş mı? Sanat tarihi, edebiyat, moda tarihi, yiyecek kültürleri, dünya seyahati hikayeleri, film kareleri… Titanic batarken geminin burnundaki sinema tarihine geçen sahne…

Gözümüzü doğumda dünyaya açtığımız anda başlayan ve gözümüzü kapayıncaya kadar geçecek öykümüzün tamamı yaratılışımız gereği ruhu doyurmak üzerine. Peki, herkesin tatmin olmak istediği dünyada bize düşen pay ne? Kendimize kattıklarımız, aldıklarımız, verdiklerimiz, paylaştıklarımız… Hissettiklerimizle yaşadıklarımız bire bir değilken bazen soyutluğun somutluğa bazen somutluğun soyutluğa dönüşmesi… Şu an aklımızdan geçenler aslında tüm hayatın sorgusu olan düşünceler olunca insanın düşünmeyesi ya da daha da çok yaşayası geliyor. Çelişki bile ruhu doyurma kaygısıyla ilgili.

İnsanlık tarihi boyunca çözülememiş sorunun cevabını aramaya devam ederken sadeleşmek gerekiyor. En basite odaklanmak, en sade olandan başlamak, en az olanla yetinebilmeyi öğrenmek gerekiyor. Yüzme öğrenirken suya atlayıp kulaç atabilmeyi istiyoruz ve bunu en kısa zamanda en zahmetsizce yapabilmeyi. Oysa önce suyu tanımak ve hissetmek gerekiyor. Suya uyum sağlamayı başarınca zaten yüzüyor oluyoruz. Kaygılı ve agresif kulaçlar atmadan başlayabiliyor aslında öğreniş. O kulaçlar bir an önce hedefe ulaşma isteğiyle ya da kendimizi bırakacağımız şeye güvensizlikle başladığımız için agresif oluyoruz. Anlamak ve uyum sağlamak her şeyin başlangıcı aslında. Hissetmek, tanımlamak, izlemek gerekiyor acele etmeden. Ve bırakın yüzmeyi, suya ulaşmanın bile insanı tatmin ettiğini görüyorsunuz.

Evde daha çok vakit geçirmek ve hayatımızdaki yeni sınırlamalar aslında bizi daha fazla hissediyor olmaya yöneltti ve mecbur da bıraktı. Madem suyun kenarındayız, yüzmeyi öğrenmekle yüzleşmek gerekiyor. Anlamak zorunda olduğumuz yeni kavramlar var. Giyinmenin bile kodları değişiyor.

Tüm hayatımız ruhu tatmin etme arayışıyla geçerken en basit haliyle şimdi giyinme esnasında neler yapabiliriz peki? Kendimizi test edeceğimiz, hislerimizi yeniden tanımlayacağımız bazı basit uygulamalar yapabiliriz. Kendimizi hiç sınırlandırmadan, kalıpları düşünmeden, özgür denemelere kendimizi bırakarak yeni deneyimlere ulaşabiliriz.

Yeni formların kapısını açmak için büzgüler yapmaktan başlayabiliriz. Sevdiğimiz bir ceketi kısa kollu da giyebilir, hatta içine t-shirt giymeden deneyebiliriz. Bir fermuar eklemek ya da farklı giysileri kesip birleştirmeler yapmak da yeni bir form oluşturmanın bir başka yolu olabilir.

Kendimize özel ve anlamlı kıyafetler yaratmak istiyorsak, sevdiğimiz bir yerin ya da bize iyi hissettiren bir şeyin fotoğrafını bir t-shirtün üzerine bastırabiliriz. Böylece moda deneyimimizde özel bir anlam taşıyan bir parça yaratmış oluruz.

Beyaz ve kemik tonlarını üst üste giyerek yeni kombinler oluşturmak da ilginç bir deneyim olabilir. Deniz kabuklarıyla bir giysimizi dekore ederek tamamen farklı bir havaya sokabilir ve ruhumuzu tatmin eden özgün bir parça yaratmış oluruz.

Moda dünyasının yeni trendleriyle de kendimizi tanımak ve ruhumuzu doyurmak mümkün. Yeni moda yakalarıyla, farklı kombinasyonlar yapabilir ve yaratıcılığımızı konuşturabiliriz.

Ruhu doyurmanın sadece kıyafetlerle sınırlı olmadığını unutmamalıyız. Vücudu saran ve fitilleriyle konforlu hissettiren yeni sade uyku giysileri de bize huzur ve konfor sağlayarak ruhumuzu doyurabilir.

Belki de daha önce batik giymemiş olsak bile, şimdi eğlenceli ve renkli desenleri denemek için harika bir fırsatımız var. Yeniliklere açık olmak ve farklı tarzları denemek ruhumuzu doyurmanın yollarından biridir.

Ruhu doyurmak, yalnızca kıyafetlerin seçimiyle sınırlı değildir. Moda, yaratıcılığımızı ortaya çıkarmanın ve kendimize olan güvenimizi pekiştirmenin bir yoludur. İster büzgüler yaparak ister farklı kombinasyonlar deneyerek, hayatımıza yeni formlar katabiliriz. Moda dünyasının bize sunduğu olanakları kullanarak, ruhumuzu doyurma yolculuğunda kendimize yeni yollar açabiliriz.

Eski neslin bile değiştiği, yeni neslin tanımlanmakta zorluk çekildiği, tüm alışkanlıkların değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Unutmamalıyız ki insan, deneyimle hayatta kalır. Yeniliklere açık olmak, yaratıcılığımızı konuşturmak ve ruhumuzu doyuracak farklı deneyimler yaşamak, hayatımızı daha anlamlı kılar. Moda bize rehberlik edebilir ve ruhumuza dokunacak yaratıcı çözümler sunabilir. Şimdi, yeni bir dünyada yeni deneyimlere açılma zamanı!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*